27 Mart 2008 Perşembe

ÇOCUKLARINA AŞIK KADINLAR....

Şu sıralar etrafım hep bunlardan.
Bacak arası pet şişe ısıtanları bile varken
ben niye böyle değilim ki diye kendimi yerden yere vurup,iki dakikada özüme dönüyorum tekrar.
Vazgeçiyorum.Biliyorum.
Abarttıkları gün gibi ortada.

Buraya nereden mi geldim?
Dün okuduğum Zerrin Özer röportajından.Farkettim ki,
çocuklarına aşık anneler;anneliğin gereklerini yaparak,sıradan ama fedakar görünseler de
farkettirmeden hayatlara nüfuz ediyorlar.
Kimin hayatlarına?
Çocuklarının ve çocuklarını bir başka seven kadınların elbet.
Ünlü,ünsüz farketmiyor.
Hayatını onun adına düzenlemeye gayretli bir anne,çocuğu acıkmadan acıktığına karar vererek,
terlemeden sırtına havlu sererek,üşümeden karnabahar gibi giydirerek kendine bağımlı bir insan yetiştiriyor.
Acıktığını,susadığını,üşüdüğünü bilemeyen....
Birey olamayan insan yavruları...
"Yemedim yedirdim,giymedim giydirdim"de cabası.
Çocuk en ufak bir diklenmeye kalkmasın.Yandı...

Ha bu arada kişiliği oturmuş olma ihtimali de yok mudur?
Vardır.
Hayatına dahil ettiği son kadın ve hayatındaki ilk kadın arasında muazzam bir denge kuranlar onlar.
Ayakta alkışlıyorum.
Kuramayanlarsa ya annenin dizi dibinde yaşamaya devam ediyor vakti kalırsa da eşle idare ediyor
ya da hanımı pamuklara sarıp sarmalayacak kadar işi abartıyor.Buldumcuk durumu yani...
Eshefle kınasam az gelir....

Çocuklarımın çantalarına su şişelerini o soğuklarda,ılıtarak koyuyorum canım o kadar da değil.
Ama onlar çocuk.
Biliyorum ki;oyun arasında susasa sınıftan gidip suyunu almayıp,kurnaya yapışacak.
Bir yöntem buldum..
Ev dışında su mu içecekler ağızlarında çalkalamadan suyu yutmamalarını söyledim.
Onların da aklına yattı.Hiç olmazsa bir iki çalkalamada soğuk su bir parça vücut ısılarına yaklaşıyor.
Yoksa ben de turnuva arası diğer anneler gibi bacak aramda pet şişe ısıtıyor olacaktım.
Isıtmadığım için;
vay benim aşık olmayan halime kimbilir neler söylendi..
Elbette ki gülüyorum.
Gaddar,sorumsuz,ehli keyf bir anne edalarında......

Hiç yorum yok: