Bir ağaca yaslanmayalı.
Papatya toplamayalı.
Saçıma taç yapmayalı.
Yalınayak çimene basmayalı ne çok olmuş.
Kanapede kaygısız uzanmayalı,çocuklarla oynamayalı.
Bağıra bağıra şarkı söylemeyeli.
Gücüm bitene kadar koşmayalı.
Hiç geçmediğim bir yoldan geçmeyeli.
Uçurtma uçurmayalı,salıncakta sallanmayalı.
Ansızın yola çıkmayalı.
Çok uzak bir akrabayı bulmayalı.
Uç uç Ali Baba demeyeli.
Meğer.....
Ben yaşamaktan vazgeçeli ne çok olmuş.
Etrafım dört duvar,tuğlam; et,tırnak,yürek,vicdan,benken...Oysa her yanım telaş iken.
Yaşamak.
Sırf nefes almak değilken.Koca bir yalana yataklık etmişken.
Bunu eşşek gibi de bilirken.
Ne vakit var ki,
ağaç dalları arasına saklanmış kuşlara bakmadım.
Dalından böğürtlen toplamadım.
Karıncaları yuvalarına kadar kovalamadım.
Ter içinde kalana kadar dansetmedim.
Bir mahalle çeşmesine yapışıp kana kana su içmedim.
Kirazdan küpe yapmadım.
Toprağa tohum atmadım.
Kıyı köşe saklanmış bir başı sıvazlamadım.
Hıçkıra hıçkıra ağlamayalı.
Katıla katıla gülmeyeli çok olmuş meğer.
Sıradan gülümsemeyi,burun sızlatıp,boğaza dizilen yumruyu kaleme almadım bile.
Ne çok olmuş.
"Sevgilim"diye başlayan mektuplar yazmayalı sana.
Cebine koyduğum küçük notlara tenezzül etmeyeli.
Gül almayalı.Şiir yazmayalı.Kırılgan olmayalı,acemi davranmayalı....
Şaşırtmayalı,mutluluktan ağlatmayalı.
Canı yanmaz,şaşırmaz,kahırolmaz,bu da geçerci,savunmacı,savaşcı,rençber dilini kaybetmiş,
alengirli cümlelerin öznesi,dar anlamların yüklemi olmuşum.
Çok üzgünüm.
Artık;
büyümüşüm ben.
Kimseye faydam dokunmaz.
29 Nisan 2008 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder