21 Ekim 2007 Pazar

36 YILIN YAZISI...

Doğum günlerinin aleni yaşanmadığı bir ortamın çocuğuyum ben.Tek bir çocukluk doğum günü resmim yok.Eşime gıpta ederim bu yüzden.Deli gibi pasta yapıyor olmamın belki de bir sebebi bu.Çocuklar için...

36 yaşımdan 1 gün aldım.Ancak doğmuş gibiyim halbuki.Ancak oturmuş;durulmuş ama hiç durmayan.Bu nasıl yaman bir çelişkidir bir ben bilirim.Bir de kendim;)

Hayat...Kattığı,benden alıp fırlattığı;zora soktuğu,kolayladığı;umutları tüketip,filize duracak tohumları;kurumuş köklerime yeniden attığı;"Hadi durmak yok,pes etmek yok!"diye diye her gece uykumda kulağıma fısıldadığı düşlerimi gerçek etme gayreti veren;yoklukla,varlıkla,ağlamakla,kahkaha attırmakla;önce bir yar,yar'ı eş yapan cömertliği;ikiyken dört eden bereketiyle;hayırlı evlat,uyumlu çocuk,fedakâr ana yapmaya gayret ettiği bir 36 yıl verdi bana....Yordu,yıldırdı ama ayağa kalkma gücü de kattı dizlerime.Derman sadece bendeydi.Bunu bildim.Öğretmeye gayretli yanını sevdim hayatın...

Mutlu muyum?Sadece hüzünlüyüm.Hep bir hüzün vardır benim dudağımın sağ köşesinde.Ve dudaklar sade bir vakitte sadece öpülmeye meyilli olmamalıdır.

Söylemelidir.Aşkını,coşkusunu,akılda yer edeni.Şarkısını,bir dörtlüğü...
Dokunmalıdır.Yüreğe.Yüreklere.Sevdiği tene.Çiçeğe.Güne.Yaprağına çiğ vurmuş sardunyaya kokusunu hiç sevmese de.İnsan olmak bunu gerektirmez mi?Gerektirir.Öte bile geçer...
Hesapsız olmalıdır.Kalansız bölmelidir...
Büyümelidir..Büyüdün de adam mı oldun derse biri dudağında ince bir hüzün,gülümsemelidir.Ayakları yere basan bir kadına hiç bu sorulur mu?Affımı isterim.Ben sadece kocaman bir yürek peşindeyim.Bilirim ki;hayat bu sınavdan asla notumu kıramaz.İsyan ederim mazallah.Gözümü bile kırpmam.Kendimi bilirim...
Yaratmalıdır.Haşa Yaradan'a bir lafım yok.Bittim dediğin anın yanında küçük bir yaradılış notu mutlaka var demeye getiriyorum sözümü.Bunu görebilecek gibi eğit kendini.Sonra dön etrafına bak.Bunu en yakınında kim olursa olsun kulağına fısıldamayı bir borç bil kendine.Dost olmuş düşman olmuş sen yine de söyle.Umudu yaratmayı paylaşmalısın.Kendine saklamak kadar büyük günah yok.
Dönüp durmamalıdır.Her şekilde.Hatta başını yastığa kor koymaz deliksiz bir uykuya dalacak kadar vicdanlı,gönül borçsuz olmalıdır.

Bilmem.Daha ne bildiğimi bilemem.Bilsem de o kadar kelimeyi demeye hacet ne gezer ben de.Lügatım yetmez....

36 yıl sonra bir doğum günü ne hissettirir bilin istedim.Bu kadar insancıldır sebebim...

4 yorum:

Aybike Ceylan dedi ki...

Canim Hulya'm,canim arkadasim,

Simdi okudum bu guzel mi guzel duygularini. Simdi gordum burada ki guzel mi guzel resmini.

Iyi ki dogmussun ve iyi ki 20 ekimde dogmussun. Ama lutfen olmasin dudaginin bir kenarinda huzun, hep gul,hep mutlu ol. Biliyorum hayat bazen, baska baska konularda cok acimasiz, ama gene de diyorum ki saglikla aldigimiz her nefese, saglikla kosup oynayan cocuklarimiza baka baka sukredelim.

Nice mutlu yillara diliyor, ve opuyorum. Guzel gonlunun her istedigini, her istedigimizi versin Allahimiz.

Bu arada hem muzuk ve hem diger resminde cooook guzel, ne zamandir yazacagim olmadi. sana daha sonra uzunca yazarim, optummmm.

Adsız dedi ki...

biliyormusun aybike ve sen iyi etmişsiniz aynı gün doğmakla ben de iyi etmişim sizi bulmakla ve sen iyiki doğdun iyiki bir sessin uzakta .

şimdi bu güzel resmini iznin olursa almak isterim arşivime .

birgün boğaz kenarında bana böyle gülümseyerek çok hikaye anlatacağını hissettim bu resim bana bunu söyledi
dilerim yakındır o gün
:)

Beyhan dedi ki...

Nice mutlu yıllara...

Adsız dedi ki...

bu yazıyı günler sonra sonra yine okudum

yine ve yine okurum muhtemelen

:)
:)