31 Ekim 2007 Çarşamba

BUGÜN BİR KADININ GÖZLERİNDE ÖLÜMÜ GÖRDÜM...

Ölüm,kapkara bir kalemle inadına inadına çizilmiş gözlerinden akıyordu.Akarken sicim gibi yaşlar;tertemiz bir havlu gibi koca elleriyle yüzünü silen kadınları da çok severim ben.Zira onlar ağlarken hem yüreklerini hem dillerini konuşturabilirler.Asla yapamadım.Ağlarken dik duramadım.Ağlarken sadece yüreğim konuşur benim.Gerisi yok...

Ölümün tesellisi mi?Yoktur elbet.
Sadece bir kadının,kömür gözlerinden oluk oluk yaşlar akacak,akacak,akacak.Belki yıllar geçecek,belki gidenin yerine bir başka sevgi konmaya çalışılacak.Hatta o bile eğreti kaçacak ama hayat çarkına doladığı saçlarınızı koyvermeye hiç hevesli olmayan bir kadın taciri edepsizliğiyle sizi kandıracak.Oyalayacak.Bir vakit sonra pes edip avunacaksınız.Ya da kandırılmayı avuntu sayacaksınız.Yüreğe iyi geldiyse bu kanma yolunuza devam edebilecek güç,umut,derman,sabır azık olarak konmuş olacak torbanıza.Hah işte o vakit hayatın;yavrusuna yanan ana tarafı sizi sarıp sarmalayacak.Öyle ya,hayatın binbir çehresi var....

-------------------------------------------

Ölümle başedebilir misin gülüm?
Kara gözlerinden süzülen her zerrenin demir yükü
Sırra kadem basmışın,apansız,yanık hüznü,
sağ yanına düşmüş kara bir zülfü
Kendine yük edebilir misin?
Kim dediyse ölüm,meleklerin düğünü,
inanıp,
avunabilir misin?

Yüreğin kimbilir kökünden,
kimbilir ta orta yerinden.
Etinden,kemiğinden,iliğinden
her bir zerren,her bir hücren kesilmiş,koparılmış,sökülmüş müdür?
Karakışlarda yalınayak koşmak
alaz alaz yanmak geğil midir soğuktan,
ayakların harlı ateşlerde kalmış misali?
Ayaz,buz kesmiş bir neşter gibi parçalar eti.
Ve soğuk hep üşütmez.
Cayır cayır da yakar eti.

Ah!
yoluna dikenler serpilmiş kadın....Ne diyeyim.
Öyle ya her vakit çakıltaşından sekmek hayatın yalan yüzü,
-gerçi pek de yaraşırdı ya sana yaşamın bu ceylan yürüyüşü-,bu asil hükmü...
Çiyanlar da basar insanın yüreğine yüreğine,tatlı düşlerde
Korkmayacaksın....Uyanacaksın...
Nerde hani gökkubbenin bembeyaz soylu yüzü?Sormayacaksın...
Yakışık almaz.

Ama yine de gitmek kimseye yakışmaz....
Hele taze bir ten de
yaprağından kan damlayan gül gibi mağrur durmaya gayret etsen de ey ölüm....
Yine de tavrın pembe tene çok,eğreti,uymaz...
Ölüm zarif de olurmuş derler...
Bilmem...
Hiç ölmedim ki...

Lakin bu gün;
bir kadının gözlerinde ölümü gördüm...
Birşey desem mi dedim...
Hiç birşey bilemedim.

Hiç yorum yok: