4 Nisan 2009 Cumartesi

+ 18

O , 10 yaşında.
İki akşamda bir beni köşeye sıkıştırıp pazarlık yapıyor.
Adet edindi.
Almayacağım diyorum.
Almayacağız.Al-ma-ya-ca-ğııızzz...
Küsüyor.O masmavi gözlerini devirip içimi erite erite küsüyor.
Bu almayacağızları en başta demiyorum elbet.
Önce sinirlenmeden güzellikle izah ediyorum.
Anlatamıyorum.Neden?
Benim izah ettiğim her ne ise ona ters.
Neden?
Sınıfın çoğunluğunda cep telefonu var da ondan.
Neden?
Çünkü diğer anneler benim gibi düşünmüyor?
Neden?
Ben ayrıkotuyum da ondan.

İlkokul dörde giden bir çocuğa cep telefonu ne hacet Allahaşkına.
Önce bilgisayar,şimdi telefon,sonra laptop,sonra araba,sonra ayrı ev.Ne bitmez istekler.
Ne hazıra konan bir nesil yetiştirdiğimizin farkına ne zaman varacağız.
Bana hiç merak demeyin meraksa ben de en az sizin kadar endişeliyim.
Anneleriniz sizi gprs le mi buluyordu diye ilk veli toplantısında başlık atacağım o kadar bunaldım yani.
Cep telefonu olan bir çocuğun annesinden daha az seviyor olabilir miyim çocuğumu?
Sorusu bile çirkin.Yok bu da değil.
Paylaşımı, sadece msn deki paylaşım dosyalarından ibaret bir nesli kucaklıyor olmakdan hiç hazetmiyorum.
Bunca zararı sayfa sayfa verilen cep telefonuyla canınızdan çok sevdiğinize zarar veriyorsunuz demiyorum bile.
Telefon +18 olmalı.Üstüne basa basa söylüyorum.+18 olmalı.Birtek bunu biliyorum.

Eğer ölmez de sağ kalırsam,
eğer ilk bayram paramı telefon almak için denkleyeceğim diye tutturmazsa,
yani ey okur!
Ben oğlumu ikna eder,mücadelemi kazanır da her ikimizi de bu sonuçtan mutlu edebilirsim liseye başladığında alacağım telefonu.Oysa üniversiteye giderken eline tutuşturmakdı hayallerim ama bu şartlarda ne mümkün.

Yani +18 i kendi elcağızlarımla hediye edeceğim oğluma.
E bana da aksi yakışmaz zaten.

Hiç yorum yok: